Her anne babanın, öğretmenin ya da büyüğün ortak bir hayali vardır: mutlu çocuklar yetiştirmek. Ama mutluluk sadece oyuncaklarla, ekranlarla ya da tatlı sözlerle sağlanmaz. Gerçek mutluluk, bir çocuğun iç dünyasında yeşeren güven, sevgi ve değer hissiyle oluşur.
Çocuklar bizden pahalı hediyeler değil, gerçek bir ilgi ve anlayış bekler. Onlarla geçirilen bir saatlik kaliteli zaman, alınan en pahalı tabletten bile değerlidir. Bir çocuğun gözlerine bakıp “Seni dinliyorum” demek, onun ruhunda yıllarca yankılanır.
Bazı anne babalar, çocukları mutlu etmek için her istediklerini yapmanın yeterli olduğunu sanır. Oysa mutlu çocuk, sınırlarını bilen çocuktur. Kurallar ve sorumluluklar, çocuklara güven verir. Sevgiyle çizilmiş sınırlar, onlara yaşam boyu rehberlik eder.

Unutmamalıyız ki çocuklar, küçük bedenlerinde büyük duygular taşır. Onlara kızmadan önce, neden öyle davrandıklarını anlamaya çalışmak gerekir. Empati, bir çocuğun dünyasına açılan en önemli kapıdır.
Kısacası, bir çocuğu mutlu etmek için önce onu gerçekten tanımak, sonra da sevgiyi, ilgiyi ve güveni hiç eksik etmemek gerekir. Çünkü mutlu çocuk, mutlu bir toplumun temelidir.