Namaz, dinimizin direğidir. Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de defalarca “namazı dosdoğru kılın” buyurmuş, Peygamber Efendimiz ﷺ de “Namaz dinin direğidir; onu terk eden, dini yıkmış olur” (Beyhakî) buyurarak bu ibadetin ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır.
Hadis-i şeriflerde yine “Kulun kıyamet gününde ilk hesaba çekileceği amel namazdır. Eğer o düzgün olursa diğer amelleri de düzgün olur. Eğer bozuk olursa diğer amelleri de bozuk olur” (Taberânî) buyrulmaktadır. Demek ki namaz, sadece Rabbimize kulluğumuzun değil, aynı zamanda tüm hayatımızın anahtarıdır.
Namazı terk etmek, kulun Rabbine olan bağını koparması demektir. Bir Müslüman’ın kalbi imanla dolu olsa da eğer namazı terk ederse, zamanla kalbi kararmaya, gönlü katılaşmaya başlar. Çünkü namaz, kalbi temizleyen, ruhu arındıran bir ibadettir. Namazsız geçen bir hayat, manevi kuraklığa mahkûmdur.
Günümüzde birçok insan iş hayatını, yoğunluğunu, derslerini veya koşuşturmasını gerekçe göstererek namazı ertelemekte ya da terk etmektedir. Oysa namazı eda etmek için günde yalnızca birkaç dakikamızı ayırmak yeterlidir. Rabbimiz kullarına zorluk değil kolaylık istemiştir. Namaz, ne işimize engeldir ne de dünyalık meşgalelerimize. Aksine namaz, insanı daha disiplinli, daha huzurlu ve daha bereketli kılar.
Bugün maalesef camilerimiz daha çok yaşlılarımızın uğrak yeri olmuş durumda. Oysa camiler sadece yaşlıların değil, gençlerin de yeri olmalıdır. Çünkü gençlik namazla yoğrulursa, toplumun geleceği de imanla, ahlakla yoğrulur. Peygamber Efendimiz ﷺ, “Yedi sınıf insan vardır ki Allah onları, kendi gölgesinden başka gölge olmayan günde Arş’ın gölgesinde gölgelendirecektir: ... Allah’a ibadet ederek yetişen genç...” (Buhârî, Müslim) buyurmuştur.
Gençlerimizin camilerde saf tutması, omuz omuza namaza durması, sadece kendileri için değil, toplum için de büyük bir berekettir.
Son söz olarak; namazsız geçen bir hayat, boş ve karanlık bir hayattır. Gelin, namazla hayatımıza huzur katalım; camilerimizi hem yaşlılarımızın hem gençlerimizin buluşma mekânı hâline getirelim. Çünkü namaz, sadece ahiretimizi değil dünyamızı da güzelleştirir.